Galaktik Savaşçılar Diyarı -Maladaptive Daydreaming 9

     Bu yazı artık kaçınılmaz. Maladaptive Daydreaming hakkında her şeyi yazdım, kendi serüvenimi yazmadım. Şimdi sıra geldi buna. Nasıl olduysa zamanında MD olmadığıma dair bir izlenim vermişim ki insanlar sende de var mı bu durum diye soruyorlardı. El cevap: Evet. Zaten tecrübe ettiğim bir şey olmasa bu kadar derinlemesine yazamazdım. Mesela depersonalization hakkında da yazıyorum ama çok üstünkörü kalıyor çünkü dışarıdan bakıyorum. Hayal dünyası ise benim memleketim.

Kendi serüvenimi anlatmayı seçmemin bir çok sebebi var ama en önemlisi bir örnek durum üzerinden bu semptomun nasıl geliştiğini okuyuculara göstermek. Böylece kıyas yoluyla insanlar kendi hayal dünyalarına hakim ve net bir bakış atabilirler. Bu da MD ile mücadelede çok yardımcı olur.

MD'nin ne kadar kişisel bir durum olduğundan bahsetmiştik. Yani hayalleriniz kişisel hayatınıza göre gelişiyor ve hissettiğiniz boşlukları, zayıflıklarınızı, tatmin olmayan isteklerinizi çok iyi kullanıyor, hatta suistimal ediyor.

Bana da böyle oldu. Çok arkadaşım yoktu. Hatta hiç arkadaşım yoktu. Pokemon izliyordum ve Pikachu'nun Ash'e yakınlığına çok imreniyordum. Ben de o zamanlar en sevdiğim playstation oyunu olan ejderha Spyro'yu pokemon evrenine uyarlayıp arkadaş edindim. (Evet playstationım vardı, hayır zengin değiliz konsol bize bir patates çuvalının içinde geldi, hikayenin kalanını bilmiyorum.)

Uyarladığım Spyro tüm elementleri kullanabiliyordu, omzumda oturuyordu her daim, güçlü bir pokemondu. Evden okula giden uzun bir yol vardı ve o yolu yürümek hayatımın en güzel zamanı gibi geliyordu bana. Çünkü Spyro ile arkadaştım ve beraber kötü adam kızartıyorduk.

                                                          A good boy | Spyro the dragon, Spyro and cynder, Video game drawings


Daha sonra diğer pokemonlarım oldu. Başka sahipleri olan pokemonlar oldu. Dövüştük mücadele ettik kötü adamları yendik. Herhalde yendik.

Daha sonra Bleach izlemeye başladım ve hayal dünyam apayrı bir evreye girdi. Kılıçlar ve onların özel güçleri üzerine bir anime olan Bleach Spyro'yu tahtından etti. Artık kılıcı olan bir samuraydım. 

Çocukluğumun neredeyse hepsi istemediğim insanlarla istemediğim mekanlarda geçti. Bu da içime her daim alıp başımı gitmek, yalnız kalmak isteğini koydu. Kılıcımın gücü de buna göre evrildi tabii ki. Ben artık kılıcıyla başka boyutlara yarık açabilen, uzaydan enerji çekebilen ve benden başka kimsenin gidemediği diyarlarla bağlantısı olan bir savaşçıydım. Sadece ben değil tabii ki. Galaktik Savaşçılar Diyarının tasarımı, diyarın yerlileri, yerlilerin hikayeleri, benle olan ilişkileri. Kıvrılarak ve katlanarak büyüyen sarmal dünyanın merkezindeydim.

Her şeyi ruh hastası gibi hayal ediyordum. Karakterlerin gözlerinin önüne kaç perçem saç düşüyor? Olduğum savaşçı ani bir dönüş yapınca kamera hangi açıdan çekiyor? Hangi müzik çalıyor? Hepsi ama hepsi hayal ediliyordu. Beğenmediğim sahneler itinayla tekrar çekiliyordu. Sevmediğim insanları kötü adam yapıp delik deşik ediyordum. Kral bendim.

Metin2 de oynardım. Evimizin üst katı inşaat halinde bir dubleksti. Çıkıp demir parçaları, kamp için aldığımız uzun meşaleler, bahçe hortumu, fıskiye başlığı, toprak tırmığı Allah ne verdiyse silah yapar oynardım. Oynardım dediğim de ortaokul zamanlarım ha. Genç bi delikanlıyım yani. Dokuzuncu sınıfım hatta belki.

Nasıl başardım bilmiyorum lakin bu hayal kurma olayının artık gerçek hayatıma zarar verdiğini fark ettim. İlk başta umursamadım. Kimin hayatı zarar görmüyor ki insanlar alkol komasına girip ölüyor, kaza yapıyor sınıfta kalıyor adam yaralıyor hırsızlık vesaire vesaire herkes bir şekilde kendi hayatının  ipini çekiyordu. Ben de hayal kurarak çekmişim ne olacak?

Çok şey. Çok şey oluyor. Etrafımdaki insanların bendeki yeri yavaş yavaş bitmeye hiçbir normal sosyal ilişki kuramamaya başladım. Her daim hayal dünyasında olduğum için gerçek dünyada işler nasıl yürür unutmaya başladım. Hatta belki hiç öğrenmedim bile. Dış dünyadan habersizdim bu yüzden davranışlarım hep eğreti dururdu. En olmadık zamanda en olmadık şeyi yapan ve ya söyleyen tipler olur ya, işte ben.

Hayal kurmayı bitirmeliydim. Çünkü hayallerim birer avuntuydu ve avuntularla yaşamak zavallı hissettiriyordu. Bunun için genelde yapılan hatayı yapıp direkt hayal kurmayı kesmek yerine neden hayal kurduğum üzerine düşünmeye başladım. Nedenler belliydi aslında. Yukarıda da saydım. Meseleyi çözeceksem kökten halletmem gerekiyordu. Yalnız hissediyorsam kendi içimden çıkıp dışarıda beni seven ve bana saygı gösteren arkadaşlara uzanmam gerekiyordu. Güçsüz hissediyorsam güçlenmem, cahil hissediyorsan bilgi edinmem gerekiyordu.

Ben de tam bunu yaptım. Ağır işler gözümü korkuturdu, taşranın bile taşrasında bir benzin istasyonunda pompacılık yaptım. Mücadele etmek beni korkuturdu, gidip İngilizce münazara yarışmasına katıldım. Cesaret edip yazılarımı arkadaşlarımla ve hocalarımla paylaştım. Okulda sonra direkt eve gitmek yerine sınıf arkadaşlarımla vakit geçirdim. Hayal kurmaya ayırdığım vakti dış dünyayı keşfetmeye adadım.
                   
                      Rhino Fitness GIF - Rhino Fitness Exercise - Discover & Share GIFs

Bir özgürlük parladı sinemde. Yaşadığımı hissettim. Durup dururken avucumun içine bakıp, vay be hayattayım demeye başladım. Dünyayı daha iyi seçebiliyordum. Kendim hakkında kararlarım daha isabetli yaptığım işlerde daha tutkuluydum. 

Tüm bunlar olurken hayal kurma alışkanlığım öylece çekildi değil tabii ki. Epey direndi. Ben de yaratıcı bir çözüm buldum. Hayal dünyamın baş karakterine bir farkındalık yaşatıp onu hayal evrenini bitirmekle görevlendirdim. Eline kestiğini yok eden kapkara bir kılıç verip tüm hayali karakterleri mekanları ve olayları kesip biçmesini izledim. Kulağa nasıl geliyor bilmiyorum ama işe yaradı. 

Gerçekten...

Peki şuan ben hiç hayal kurmuyorum. En alasını kuruyorum. Lakin bu hayaller gerçekliğe bir kalkan yahut boş zamanları doldurma aktivitesi değil artık benim için. Amatör yazarlık yaptığımı biliyorsunuzdur. Bu blog yazarlık çalışmalarımın ufak bir ufak ama önemli bir kısmı ve MD'den kurtulmasaydım bu blog da olmayacaktı belki. 

Demem o ki kendini bilmek her şeyin çözümü. Başkasını bilen bilgi edinir kendini bilen aydınlanır.
Diğer yazılar için;

Serinin ilk yazısı, bir efsanenin başlangıcı, Hayallerin Kontrolden Çıkması - Maladaptive Daydreaming

Bu yazının serinin ikinci yazısı için  Hayallerin Ayyukası - Maladaptive Daydreaming 2

Maladaptive Daydreaming tedavi edilebilir bir şey mi?  Gerçekliğe Gerçek Dönüş - Maladaptive Daydreaming 3

Okurlardan gelenleri paylaştığım, tavsiyeler ve soğuk espriler içeren yazı Yeni Düş Çarkları - Maladaptive Daydreaming 4

Olaya bilimsel de yaklaşalım diyen pimpirikliler için Psikanaliz serpiştirmeli sonraki yazı Psikanaliz ve Diğer Şeyler - Maladaptive Daydreaming 5

Dünyanın değil, kainatın dört bir yanından toplanan MD sahipleri grup kurduk bakınız Tarikata Beş Kala - Maladaptive Daydreaming 6

Blog yazılarının uzay boşluğuna gitmediğini, artan farkındalık ve baş etme gücünü anlatan yazı İyiye Giden Şeyler - Maladaptive Daydreaming

Aşırı hayal kurmanın can sıkıcı bir yan etkisini yan anlatan yazı Düşsel Kırılganlık - Maladaptive Daydreaming 8

Benim MD olduğum zamanları ve kurtulma mücadelemi anlatan yazı Galaktik Savaşçılar Diyarı -Maladaptive Daydreaming 9





Yorumlar

  1. Merhaba acaba gmailini verebilirmisin? Verdiğin bir tane gmaili girdim ama bu gmail bulunamadı hatası veriyodu

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Mesajınız için Teşekkürler! Daha hızlı cevap almak için mail atabilirsiniz!