Müthiş Son - Maladaptive Daydreaming 10
Gereğinden fazla uzayan şey maksadını kaybeder derler. Bu yüzden bu yazı Maladaptive Daydreaming ile ilgili son yazı olacak. MD içeriğine sahip yazılar yazmaya devam edeceğim ama farklı bir seri olacak ve MD artık yan unsur olacak. Bundan sonraki yazılarda gerçeklik algısının diğer unsurlarını çalışacağım, zaman zaman da MD'ye değineceğim elbette.
Bu serinin son yazısı olduğu için şimdiye kadar neler yaptığımı, ilgili yazılara giden bağlantıları vererek anlatayım. İlk yazıda Maladaptive daydreaming nedir, nasıl ortaya çıkar belirtileri ve sonuçları nelerdir anlattım. Bu genel bir anlatı oldu çünkü ne yazının bu kadar ilgi göreceğini ne de bu kadar fazla kişinin MD derdi olduğunu öngörememiştim. Gelen yorumlar, istekler, mailler ve taleplerden sonra ikinci yazıyı yazmak farz oldu.
İkinci yazıda artık kontrolden tamamen çıkan hayallerin hayatımıza nasıl bir etkisi olduğundan, ne zaman kendini belli ettiğinden ve bu etkileri nasıl fark edebileceğimizden bahsettim. Bir sonraki yazımızda, yani üçüncü yazıda ilk iki yazıdaki olumlu tavrım ve muzip ruh halim tamamen söndü. İnsanlar dertlerini anlatabilsin diye yazıların sonuna mail adresimi bırakmıştım. Gelen mailler benim için hem çok umut verici oldu, çünkü artık okuruna ulaşabilen bir yazardım, hem de oldukça üzüntü verici oldu, çünkü MD'nin ne kadar farklı varyasyonları olduğunu, nelere yol açabildiğini ve insanı intiharın eşiğine kadar götürebileceğini gördüm. Bu yüzden üçüncü yazı tamamen MD ile başa çıkarken kendi kullandığım ve başkasından duyup öğrendiğim yararlı bulduğum teknikleri anlattım. Ne yapacağımı bilemedim o yüzden denemeyi bıraktım diye yorum atıp adamı kanser etmeyin.
Dördüncü yazıda karamsarlığı biraz da olsa aşmıştım. Eğer bu düzenli takip ediyorsanız fark etmişsinizdir ki hep şakacı ve muzip bir dil kullanırım. Çünkü hem ben yazarken hem de insanlar okurken işin içinde güldürürken düşündürmeyi amaçlarım. (Nasrettin Hocaya selamlar.) Bundan mütevellit, depresif 3. yazıdan sonra yine eğlenceli bir yazı yazdım ve bana gelen yorum ve maillerden, faydalı olacağını düşündüğüm parçaları da okuyucularla paylaştım. Sahiplerinden izin alarak tabii ki. Bu gencecik yaşımda telif yiyemem.
Bu süreç içinde ben de çok şey öğrendim. Hatta daha da öğrenmek için okumalarımı bu konuda yoğunlaştırdım. Hem kendimi hem de MD'yi daha iyi anlamak için psikanaliz dünyasına şanlı bir giriş yaptım. Engin Geçtan'nın İnsan Olmak kitabını alıp okudum. Konu hakkında tek bir kitap okuduğum için artık psikanaliz uzmanı olduğum söylenebilir, bu yüzden beşinci yazıdan itibaren okuduklarınızın bir psikanaliz uzmanı tarafından yazıldığını aklınızda tutarak okuyun.
Ne kadar muhteşem bir insan olsam da her şeye yetişemiyordum, bu yüzden MD sahibi insanları tek bir çatı altında toplayarak hem yalnızım özelim muhteşem bir insanım ama aynı zamanda da acı çekiyorum algısını kırmak, hem de MD yaşayan başka insanlarla etkileşime geçerek sürecin nasıl işlediğine dair başka tecrübeler edindirmek için küçük bir whatsapp grubu kurdum. Söylemeliyim ki grup amacına oldukça hizmet etti. Kendi halimizde on beş küsür insanız ve MD ile ilgili tecrübelerimizi paylaşarak daha geniş bir perspektif yakalayabiliyoruz. Bunu da altıncı yazıda anlattım.
Yedinci yazımızda MD ile mücadelede Fluvoksamin adlı ilaçtan bahsettim. Ayrıntıya girmeyeceğim merak eden bağlantıya tıklasın. Bunun yanında yedinci yazı aslında benim için daha özel bir anlamı var. Çünkü artık MD ile ilgili farkındalığın arttığını, insanların bilinçlendiğini ve buna paralel olarak MD ile daha iyi başa çıkabildiğini görmeye başladım. Koca hayat hengamesinde insanlara ufak da olsa bir dayanak olabilmek mutlu etti tabii beni.
Artık sonra doğru gelirken MD ile ilgili anlatacak şeyler azaldığı için sekizinci yazı MD'nin yarattığı bir aşırı hassaslaşma durumu ile ilgili. Kısa ama önemli bir ayrıntı.
Nihayet, sonran bir önceki dokuzuncu yazıda kendi MD sürecimi anlattım. Nasıl becerdiysem okuyanlara zamanında MD sahibi olmadığımı ve olayı dışarıdan bir gözlemci olarak anlattığım izlenimini vermişim. Hiç haberim yok. Gelen bir çok sende de bu durum var mı yazar bey ağabey sorusundan sonra böyle bir yazı yazı yazmamın gerektiğini biliyordum ama sonra saklamıştım. Joker gibi. Velhasıl dokuzuncu yazı MD'nin benim beynimin bereketli topraklarında bir küheylan gibi serpilip büyümesini anlattım.
Geldik son yazıya. Diyecek çok bir şey kalmadı aslında. Ceplerim boş. Yazmaya devam edeceğim tabii. Lakin dediğim gibi direkt MD hakkında olmayacak. Kapanış konıuşmamı yapıp, çok elzem olmadığı sürece, MD hakkında daha fazla yazmayacağım. Aslında çok bana da düşmüyor zaten. Çağdaş psikoloji çalışmaları gerçeklik algısı ve hayal kurmak üzerine yoğunlaşmaya başladı zaten. Umuyorum ki bundan sonra MD üzerine güzel akademik çalışmalar göreceğiz.
Maladaptive Daydreaming hakkında yazdığım için mutluyum. Bu işi buraya kadar taşıdığım için mutluyum. İnsanlar bana hayatlarını anlattığı, tecrübelerini aktardığı ve yaşadığı zor zamanlar konusunda açık fikirli olarak MD'nin nasıl evrildiğine tanıklık etme fırsatı sunduğu için mutluyum. MD yazılarım nereye kadar ulaştı, kimlere ne konuda ne kadar yardımcı oldu bilemem, lakin eminim ki en büyük yararı bana oldu.
İlk yazıyı yazarken meseleyi kendi içinde çözmüş, düzensiz hayal kurma alışkanlığımı kontrol altına almıştım. Bu yüzden bunu yapmanın aslında ne kadar zahmetli ve sancılı bir süreç olabileceğini bilmiyordum. Dinlediğim onlarca eşsiz hikayeden sonra benim de MD'ye bakış açım değişti. Artık MD'yi çok daha ciddiye alınması gereken ve hayat boyu süren bir uğraş olarak görüyorum. Benliğin direkt kendisine en hayati yerden bağlı bu hastalık daha da tanınır olmalı. Bu konu hakkında daha çok konuşmalı, daha çok kişiye ulaşmalı ve daha çok kişiyi bilinçlendirmeliyiz. Şimdi diyeceksiniz neden bitiriyorsun o zaman seriyi diye. Söyleyecek başka bir şeyim kalmadı. Ben doktor değilim, terapist falan da değilim. Araştırma görevlisi olup akademiyi sallamadan önce bloggerlık yapan bir elemanın biriyim.
Konunun ciddiyetine çok inanıyorum. Konu hakkında on tane yazı yazmamdan bunu anlamadıysanız diye söyleyeyim dedim. Bu yüzden, ilk yazıda olduğu gibi bu yazıda da insanları profesyonel yardım almaya davet ediyorum. Bunu yapamıyorsanız, en yakın arkadaşınızdan ailenizden çevrenizde güvenebileceğiniz kim varsa onlarla konuşmanız, kendi kilitli kutu dünyanızdan sıyrılmanız gerekiyor.
Dış dünyayı seçin. Problemlerinizin kalıcı çözümleri dışarıda. Hayal dünyasından temin ettiğiniz her duygu ve düşünce de dış dünyada. Fazlasıyla.
Maladaptive Daydreaming tedavi edilebilir bir şey mi? Gerçekliğe Gerçek Dönüş - Maladaptive Daydreaming 3
Okurlardan gelenleri paylaştığım, tavsiyeler ve soğuk espriler içeren yazı Yeni Düş Çarkları - Maladaptive Daydreaming 4
Dünyanın değil, kainatın dört bir yanından toplanan MD sahipleri grup kurduk bakınız Tarikata Beş Kala - Maladaptive Daydreaming 6
Yorumlar
Yorum Gönder
Mesajınız için Teşekkürler! Daha hızlı cevap almak için mail atabilirsiniz!