Ebedi Gökyüzü Sarmalı
Yolculuk En büyük korkum gerçek oluyor. Ne kadar ilerisini gördüğümü düşünsem, ufukta daha yüksek bir tepe beliriyor. Hep ötesine bakmaya çalışıyorum kendilik eşiğimin. Parmak uçlarımda yükseliyorum, gökyüzü alnıma düşene kadar kafamı kaldırıyorum. Yetmiyor hiç, ötelerin ötesinin gölgesi düşüyor üstüme yine ve yine. Kürek kemiklerime mıhlı demir gülleler ağırlaşıyor sanki dağların boyu boyumu aştıkça. Bir serin rüzgar esse, kaldırsa terli alnıma yapışmış saçlarımı, belki bir gün fazla yaşarım, gevşetsem avuçlarımı. Tüm çağrılara kulağım kapalı. Gözlerim hevesi kaçmış iki buğulu mercek. Beş yüz elli beş bin yaşımdayım. Gece yarısı yaşadıklarım bazen hayal bazen gerçek. Dönüp dolaşıyor zihin çeperimden geçen her sancım. Ebediyete atlamaya bir ok atımı uzaktayım. Ellerim kor alev, yüreğim çiçek çiçek. Haletimin üstüne zonklayan benliğim, fikirlerimin ateşiyle eriyip aktığı zaman aklımın içine, görüyorum ebediyet ötesi manzarayı. Ölüm, itilmeyi bekleyen aralık bir kapı gibi ilk seçtiğ...