Hizmet Dışı - Artçı MD 3

 Lan artık isteyince bile hayal kuramıyorum ????

Böyle bir düşünce ile yatağımda doğruldum yarısı gelmeyen kahrolası bir gecede. Musibet musluğu açık kaldığı için son üç aydır dertlerle buhranlarla yıkanıyorum her gün. Ama nasıl yıkanmak. Beş dakikada bir elimi yüzüme sürüp yağmur suyu siler gibi yarabbi şükür demezsem sendelemeye başlıyorum.

Biraz dengeni bulsan mı artın canına yandığım diye hayıflandığım ruhsal gelgitlerim azaldı, fakat bu iyi bir haber değil. Zira mesele bu değildi zaten.

Evet ne anlatıyorduk.

MD'nin artçı etkileri. Bir önceki yazıda bahsettiğim MD'nin artçı etkilerinin hayatı nasıl hala aptal pembesi gördüğüm üzerine. İnsan ilişkileri, ilahi bağlantılar ve devlet-mafya ilişkileri. Hepsinde hala hayalperestim. Kafamda olmasını istediğim gibi gitmeyince hayat hala bağıra çağıra ağlayasım geliyor. Ağlamıyorum ama tabii. Koskoca adam olduk. İş yerinde bir ismimiz raconumuz var. Heyt.

Sanırım MD'yi bırakmakla MD'nin hiç uğramadığı bir zihin inşa etmek çok farklı şeyler. İkincisi daha zor elbette. Hayal kurmamakla MD'den kurtulmuş olmuyor insan. Kanserden kurtulduktan sonra vücudun kendini tekrar inşa etmesi gibi insan da MD'den sonra zihnini tekrar inşa etmeli. Mesele bu. Fakat çok büyük bir sıkıntı var.

Yapasım yok. Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Hiçbir fikrim yok hatta. Büyümüşüm karakterim tak tak tak yerine oturmuş. Eskiden seksen yaşında bir adamın sadece düşünerek kendi aklını sıfırdan inşa edebileceğine inanırdım. Şimdi zor bela ayakta tuttuğum akıl sütunlarıma bir tane daha taş koysam hoppala üstüme yıkılır tüm aklım. İnsanın kendi aklının altında kalması zaten başa gelebilecek en kötü fecaatlardan.

Neden sıfırdan aklımı kurgulayamıyorum biliyor musunuz? Bir amaç, varış noktası veya istikametim yok. Gerçek dünya hoşuma gitmiyor ki. Adam olup ne yapacağım, ne kazanacağım? Ha şöyle bir artısı var. Hayatın akışı hakkında saçma salak fikirlere kapılmayınca insanın canı daha az acıyor. Hani zaten istemiyordum güzel şeyler olmasını diye tavır takınırmış gibi.

Küstüm ulen dünyaya edebiyatı değil bu. Sadece, beyninin ay ama böyle olmaz ki ya diye ağlaması. Belki bi tık fazlası ama şuan tüm sorumluluğu beynim sanki benden farklı bir özneymiş gibi davranmak kolayıma geliyor ve bir şeylerin kolayıma gelmesine ihtiyacım var anlıyor musunuz?

Üstüme üç çatallı +9 helak eden yıldırımlar düşüp çarpılmayacaksam bu sıralar üstüme çok gelindiğini hissediyorum. Yaptığım en ufak şey de bile halı altına süpürdüğüm ne kadar derdim varsa karşıma çıkarıyor. Tövbe bismillah demeyeceksiniz şu kadarını söyleyeyim bugün bakanlığın mescidinden çıkarken yaşadığım ani bir kriz ile yeter ulen diye abdesthanede abdest alanlara dalasım geldi. Çünkü durduk yere hedef alınmamın sinirini birinden çıkarmam gerekiyor.

Kim hedef alıyor seni ey admin bey de(me)diğinizi duyar gibiyim. Ben kendimi hedef alıyorum aslında. Kısmen yani. Yaptıklarım yapamadıklarım ve yapmak istediklerim ruhumun boğazına diziliyor gibi. 



Lan bunun da kendiyle derdi bitmedi demeyecekseniz konuyu MD ile bağlayayım. Artık MD benim için hizmet dışı. Hayal kurarak pek bir şey yapamıyorum. İki gün önce falan bağımlısı olduğum ufak bir indie tarzı oyun için hayran kurgusu yazayım dedim. Oyunda böyle farklı kabileler var asker yetiştirip düşman şehirlerini emcüklüyorsunuz falan. Dedim buna bir hayran kurgusu yazayım çünkü hayatımla ilgili daha güzel ne yapabilirim değil mi?


Yani hayal kuruyorum yazı yazmak için ama içten içe bir suçluluk duygusu sömürdüğü için midir nedendir bilmem eski MD hallerim gibi değil. Her şey çok kontrollü, her şey benim inşa etmemi bekliyor. Nerede bu devlet abi off bu yaşımda siyasetle mi ilgileneyim ya?? (Babala TV'den 16246 milyon beğeni alan video kesitim)


Hizmet dışı olan onca güzel şeye karşın aklımın bana karşı kullandığı kahpelik 5G internet hızıyla kesintisiz devam ediyor:

(Kendi iç sesimle): 

-Şimdi hafif bir kahvaltı sonra azcık makro iktisat çalışayım.
-Kulağa güzel geliyor. Ya bu arada üç gün önce falanca bir şey olmuştu ve sen şöyle şöyle hissetmiştin hatırlıyor musun?
-....evet?
-Heh işte bence onun nedeni neydi biliyor musun?
-Lütfen yapma....
-(Derin bir nefes alır) Bak şimdi-

Beynimin içinde bir k*ahpe besliyorum. Puşt kira falan da vermiyor sadece locasından hayatımı izleyip tüküre tüküre çekirdek çitleyerek benim dedikodumu yapıyor. Hem de bana. 

Eh, aslında bunun suçlusu da biraz benim. MD'yi bitirdikten sonra ulan ben acaba aslında kimim diye bir arayışa girdim. Kendilik bilinci üzerine okumalar, yazmalar, konuşmalar, çizimler vs. derken kendimi sürekli kendi içimde ben niye bunu böyle yaptım burada bunu hissettim diye kanser bir mekanizma inşa etmişim. Allah affetsin bir de oto pilota almışım ve kapanmasın diye kapatma tuşunu bozmuşum.

Bazen diyorum ki Allah beni hiç imtihan etmiyor. Var ya ne yapıyorsam kendi kendime yapıyorum. Öbür tarafta mizanda hesaba çekilirken melekler diyecek ki ya bunun hesabı niye bu kadar kalabalık aq. Ehehehe. 

Bir taraftan da tek derdi kendiyle olan bir insan evladı olmak hoşuma gitmiyor değil. Şimdi diyeceksiniz ki kaç satır neye ağladın o zaman? Buna verecek tek bir cevabım var.



Bazen, kendi halinde bir insan olmanın meyvelerini etrafımdakilere kıskandıra kıskandıra, şapırdata şapırdata yiyorum. Hayat çok üstüme geldiği zaman görünmez ve geçilmez bir kalkan açıyorum. Lan diyorum kendi kendime, Emre iyi kötü yaşıyorsun daha kaç yıl yaşarsın namazını kıl insanlara kötülük yap geç git işte bu dünyadan.

Sonra bahsettiğim mekanizma devreye giriyor ve bana neden böyle çin malı bir derviş olduğuma dair çıkarımlar sunuyor. Düşünmek istemiyorum bunların üstüne. Fakat insan düşünceden ibarettir. Kendi tözünün cevheri düşüncedir. Düşünmek. Düş-ünmek. Düşmek, kendi içine.

MD artık çok  sıkıntı bastığı zaman otomatik olarak devreye girmiyor, manuel olarak da girmiyor. Sadece somut bir çıktı alacaksam bir miktar hayal kurabiliyorum. O kadar.

Bence iyi yine. Sizce?









Yorumlar

  1. Bence, seni olanın farkındalığıyla tekrar inşa etmeye, tefekkür etmeye ve üretmeye teşvik ettiği için iyinin de ötesi.. Hayretler ötesi
    Mütemadiyen gülümsediğim yer yer kıkırdadığım güzel bir yazıydı. Teşekkür ederim admin yazmaya devam. 👍

    YanıtlaSil
  2. şuborobolobloblop18 Aralık 2022 04:49

    Bence de iyi md halin evet evet gayet iyi. Bir amacın varış noktanın olmaması konusuna gelecek olursak bence yanılıyorsun amaçsız ve istikametsiz bir insan bu kadar çaba ile yaşamaz. Muhtemelen bu son söylediğim canını sıkacak( bana söylendiğinde sıkıyordu çünkü)ama amaç,hedef üzerine çok düşünmüş biri olarak ben amacın olmadığını değil dünyayı sevmediğinden amacın olmamasını istediğini düşünüyorum. Dünyaya olan sinirini anlam ihtiyacından çıkarma yan koltuğa falan koy kemerini de bağla bi güzel. Dünyanın bir anlamı insanın bir amacı yoktur zaten anlamıda amacıda sen yaratırsın. Sahi senin dünyadan bir beklentin yoksa bile dünya senden ne bekliyor bir düşün bakalım. İnsanın anlam arayışı kitabını şiddetle tavsiye ediyorum. Yada güzellikle tavsiye edeyim. Belki zaten okumuşsundur okuduysan bir daha oku ihtiyacın var çünkü. Kendi üzerinede çok gidiyorsun bakkk dışarıdan esirgemediğin vicdanını biraz kendine karşı kullansan ya! Bu konuda benim hesap sormam gerekti çünkü acıyan tarafın senden hesap soramaz. Çok güzel bir yazıydı ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba şuborobolobloblop. Kullanıcı adın 3 yaşındaki çocuğa zorla şurup içirmeye çalışınca çıkan sese benziyor öncelikle bunu bildirmek isterim. Gözlemlerin için de teşekkür ederim. Tavsiye ettiğin kitap epeydir radarımda. Okuyacağım. Dış dünyaya olan ilgisizliğim zaten malum kaç yazıdır. Mesele dış dünyanın bana ilgisi, ilgisi de değil hatta, beni kendine mecbur bırakması. Bu derin bir konu. Belki başka yazıda irdeleriz.

      Sil

Yorum Gönder

Mesajınız için Teşekkürler! Daha hızlı cevap almak için mail atabilirsiniz!