Çaresizliğe Mütedair

Boşluk ve yokluk nedir, insan kavrayamaz, hissedebilir. Aklının ötesinde şeylerin döndüğü gerçeğini, terbiye eden mütevazılık hokkasıyla başına vurur kader. Yalnız bir insanın erip erebileceği olanca nokta da burasıdır. Varlık menzilinin oyuğu. Boşluk.

Kim buraya kimle nasıl ne için gelmiş, ihtilaf yaratmaz. Önem arz etmez. Boşluk herkesi biçare bırakır, göğe yükselen İsa hazretleri gibi, dünyeviyatını arıtır, kendine baktırır, bakanı uslandırır, çok bakanı usandırır. Yine de kendine muhtaç bırakır. Çeviremezsin kafanı başka uca. Çaresizlik önce veysi kılar, sonra ağlatır.

İnsanı, aklının ucuna doğru cezbeden ağrı, bitirim noktasına varınca camdan bir duvar olur. Ebediyetin tonlarını ufukta harman eden kaderi izlerken, sırtını yaslamalık ürperten bir duvar. Bir sandalye. 

Çaresizliğin ve yalnızlığın melez yavrusu kibirli boşluk. Merhametin ötesi. Zangırdatır dişlerini. Seyircisini öldürür. İçirir, doyurur, doğurur, tekrar öldürür. Kavrar ense kökünden, dünyaya daldırır boğar. Çıkarır, içini hırslarla yağlar, tekrar daldırır. 

Titrer gibi gider gelir insanın benliği, mayhoş ve yalancı hülyalarla çaresizliğin çıplak soğukluğu arasında. Öyle de nüktedandır ki, git gel yapa yapa insanın ruhunu kırağı kaplar fakat insan yine de pişer. Kıvama gelir, istikamet ve vaziyet kazanır. 

Çaresizlik insan cevherinin tozunu alır. Boşluğa doğru büyür insan. Dilsiz karanlığa baktıkça nazarı kartal olur. Duyuşu tavşan. Av, avcı olmayı öğrenir avcı zıpkınıyla yoklandıkça. Uzuvları sakinler, çaresizliği içer, durulur. Kavramak için boşluğun bile ötesini, kapan gibi kurulur.

İnsan oyun kurucudur. Boşluğa ve çaresizliğe üç kalp atımı kadar tahammül edebilir. Sonra kendini ölçüt sayıp inşa eder, başlar yıkamaya. Cebinde ne renk varsa boşluğu o renge boyar. Ta ki olana kadar boşluk alaimisema. 

Çaresizlik uçurumdan önce son tümsektir. Çaresizlik aramaya, kader tarafından aranmaya layık olanları süzen ıslak bir tülbenttir. Geçmek için zerre ebadında yumuşak delikten, insan yüklerini bir bir serbest bırakmalıdır.

Soyutlar çaresizlik. Keskin ruhları törpüler, ketum bedenleri gevşetir. Kendine baktırır. Kendine uydurur. Çaresizlik öylesine muktedirdir. Boşluğa çıkan yolun her yolcusunu buğday değirmeni gibi çevirir de çevirir. İstikameti muhkem olmayanları hele. İstenci kırılıp öz benliği gün yüzüne çıkana kadar öğütür.

Bu yüzden çaresizlik, boşlukta cirit atan tek duygudur. Boş adam çaresiz kalır, çaresiz kalan boşluğa düşer. Kendinden başka hiçbir şeyi kalmayan adam boşluktadır, çünkü biçare varlığı içine düştüğü oyuğu doldurmaz.

Bu yüzden çaresizdir.

Yorumlar