Gerçekliğe Gerçek Dönüş - Maladaptive Daydreaming 3

    Merhaba okuyucular. Bu serinin ilk yazısını yazarken çok eğlenmiştim. Yeni keşfettiğim bir şey hakkında yazıyordum. Milletin yaşadığı komik anıları okuyup mutlu müzikler dinleyip  şu tuşlara bastığımı dün gibi hatırlıyorum. Lakin, ilk yazıya gelen yorumlardan sonra durumun ne kadar vahim olduğunu ve bu hastalığın herkes için eğlenceli olmadığını görmüş oldum. Bu da blog yazmanın beklemediğim bir artısı oldu.

Ben doktor değilim. Uzman falan hiç değilim. Sadece bir yazarım. En amatöründen. Bundandır ki yazdıklarım aslında sadece beni bağlar, bağlardı, ama şimdi okuduğum yorumlardan sonra, bir sorumluluk hissediyorum. Hem yazmam gerektiğini hissediyorum hem de yazdıklarımla birine yanlış bir şeyler yaptırmaktan çekiniyorum. O yüzden başlamadan evvel şunu defalarca söylemek istiyorum. Ben doktor değilim. Bu yazının okuyucu değil de yazar kısmında olmamın tek sebebi naçizane tecrübelerim ve okuduklarımdır. Ben Maladaptive dayreaming hakkında öğrenmeye başlarken kendilik bilgisini arayan amatör bir felsefe meraklısıydım, hala öyleyim ve tek yazı olarak planladığım bu konuya üçüncü yazıyı yazıyor olmam tamamen ihtiyacı olanlara bir kıvılcım çakmak. Ben teşhis koyamam, iyi edemem ki şifa Allahtandır. Ben sadece vesile olabilirim. Gerisi tamamen okuyana kalmış. Kendi aklıyla okuyup anlayan idrak eden ve öğrendiklerini kendine göre şekillendiren okuyucuya. Çünkü bahsettiğimiz şey hayal dünyası. İnsanın sahip olduğu en şahsi şey. Yüz tane yazı da yazsam cevap arayan birinin durumunun yakınından bile geçmemiş olabilirim. O yüzden, oku anla ve düşün muhterem okuyucu. Sonra harekete geç.

Kısaca özetleyelim. Maladaptive daydreaming hayallerin kontrolden çıkarak hayatın günlük rutinine bulaşması durumu. Beyninizin içinde kapatma tuşu olmayan bir televizyon. Her daim açık, sürekli bir akış. Karakterler olaylar hüzünler sevinçler ve nicesi. Etrafınızda olaylar öyle gelişiyor ama siz hayal dünyanızdan çıkıp tepki bile veremiyorsunuz. Öyle garip bir durum.





Bu yazıda iyileşmek için yapılabileceklerden bahsedeceğim. Sadece tavsiye olarak ama. Sadece tavsiye.

Şimdi, alışkanlıklardan kurtulmak çok zor bir durum. Bence insanın kendine savaş açması gibi. O yüzden düşmanınızı, alışkanlığı tekrar eden kendinizi çok iyi tanımanız lazım. Bunu kesinlikle öylesine söylemiyorum. Boş boş bilinç felsefesi de yapmıyorum. Kendimizi tanımamız lazım. Çünkü şuradan hareket ediyoruz. Bir ''şey'' var, hayal dünyasına iten, gerçeklikten kaçıran. Belki bir çocukluk travması ki okuduğum bir çok vakada durum bu, ya da başka bir şey. Öyle bir şey ki zihni çok uzun bir süre hayal dünyasında kilitli tuttu. O kadar uzun süre ki artık gerçekliğe giden yolu çimler kapladı, yol kayboldu. O kadar kayboldu ki artık ev denilen yer hayal dünyası oldu.


    Edebiyatı kesip söylersek, yüzleşemediğiniz bir realite var. Bu realite sizi hayal dünyasında tutuyor. Bu realitenin ne olduğunu çok iyi tespit etmeniz gerekir. Çocuk istismarı, aile içi şiddet, boşanan ebeveynler yahut bir travmaya yol açmış herhangi bir olay. Bir değil birden fazla olay da olabilir hatta. Tamamen kişisel ve size kalmış.

    Şimdi, gerekirse bir haftanızı buna ayırıp kendinize son derece dürüst olup bu travmaya sebep olmuş şeyi bulmanız gerekiyor. Basit değil bu dediğim, yüksek bir öz farkındalık gerektiriyor lakin bu işin en önemli parçası o yüzden kaçarı yok. Bu noktada bazılarınız kendilerini neyin hayal dünyasına kapattığını bilebilir, çok iyi bir şey bu. Bazılarınızın ise travmaya yol açmış bir geçmişleri de olmayabilir. Dedim ya, tamamen kişisel bir durum. Ben yazar olarak buradan her okuyucunun kendi şahsi durumuna hitap eden ortak bir yazı yazamam. Ben sadece yol gösterebilirim. Sonrası tamamen sizde. Kendi benliğinizin tam olarak bu işin neresinde durduğunu görmeye çalışın. Rasyonel bakmaya çalışın kendinize. Çünkü eğer böyle bir durum var ise bunu biliyorsunuzdur, sadece yüzleşemiyor olabilirsiniz.

    Buraya kadar tamam. Kristal kadar berrak ve saydam olarak benliğiniz ve bilinciniz bir odada tek başına kaldı artık. Zihin odanızda siz ve size dair şeyler var sadece. Şimdi yapmanız gereken, çok dikkatli okuyun lütfen, kaçtığınız gerçekliği bu odaya davet etmek yavaşça. Hepsi bu. Basit bir kabulleniş. Geçmişte bir sıkıntınız varsa bu sıkıntıyı, geçmişinizde bir sıkıntı yok ise maladaptive daydreamer olduğunuz gerçeğini önünüze koyun. Realiteyi gerçek kılın yani. Bu kadar. Haz veren hayaller, arkasına sığınılan senaryolar size asla yardımı olmayacak kurgusal karakterler yok.Sadece siz ve sorununuz var. Deyin ki benim adım falanca filanca ve benim böyle bir sorunum var. Duygusal olmaya yahut kırılgan olmaya hiç mi hiç lüzum yok. Kendinizle adam akıllı basit bir konuşma yapıyorsunuz sadece. Öyle mum yakmalı tütsü koklamalı bir terapi falan da değil. Kendinizi afilli bir değerlendirmeye alıyorsunuz sadece. Bazıları bu konuda utanıyor nedense. Yahut bunu sadece kendilerinin ''sorunlu insanların'' yaptığını düşünüyor. Bu çok pervasız bir düşünce. Sağlam bir kişiliğin en önemli yapı taşı bir öz değerlendirme sonucu kendisi için pozitif bir imaj çizmiş bir akıldır. O yüzden utanıp sıkılmaya gerek yok. İnsanoğlunun kendine bilinç kattığı en temel eylemi yapıyoruz: düşünmek.

Realiteyle yüzleşen bir kendilik inşa etmek

   Sıkıntı tamamen burada, kabullenememekte. Dünyayı sizi yutmaya hazır bir canavar gibi görmekte. Bu değişmeli.''Kainatta her şey zıddıyla mevcuttur.'' Yani Dünyada gördüğünüz her sıkıntının karşılığı olarak bir güzellik, her kötünün karşısında bir iyilik vardır. Mesele aklınızı bu düzene adapte etmekte. Her şeyin güzel olduğu hayal dünyasından kafayı kaldırıp her şeyin dengeli olduğu düzene bakmakta. Bu dediğim de dile kolay tabii. Tüm hayatınıza çökmüş bir alışkanlıktan kurtulmak gerçekten çok zor. Lakin bu zor olduğu kadar gerekli. Hayal dünyasının daimi gezginleri, gerçeklik sizi er ya da geç bulacak. Bu yazıyı gerçeklik sizi bulmadan siz onu bulun diye yazıyorum en nihayetinde. Henüz hayal dünyasının sarmalamaya gücünün yetmediği ağır bir gerçeklik sizi paramparça etmeden siz gerçekliğe dönün. Çünkü gerçeklik bir gün sizi yakalayacak. Belki bir kazada ayaklarınızı kaybedeceksiniz. Belki annenizi kaybedeceksiniz. Evinizde cehennemden hallice bir yangın çıkacak. O zaman geldiğinde, gerçeklik üstün varlığıyla sizi tek lokmada yuttuğunda içine kaçmaya çalıştığınız hayal dünyasının bir avuç su kadar bile gücü olmadığını dehşete düşüren bir pişmanlıkla fark edeceksiniz. Hayalleriniz ölümü def edemez. Yangınları söndüremez. Kaçan fırsatları geri getirmez. O yüzden, hala zamanınız varken gerçekliği kucaklamaya başlayın. Çünkü gerçekliğe doğdunuz, gerçeksiniz, gerçekleşiyorsunuz ve hayatın en kaçınılmaz gerçeği olan ölümü yaşayacaksınız. Bu olduğunda geride saatlerini heba etmiş birini bırakmak istemezsiniz.



Alışkanlıları terk etmek

İster istemez farkında olduğunuz alışkanlıklarınız var. Hayal kurarken müzik dinlenir mesela. İstikametsiz yürüyüşlere çıkılır. Bir odaya kapanılır. Bir tarafa rast gele çizilir. Zihin hülyalara koşarken bedeni meşgul tutan bir eylem vardır. Maladaptive dayreaming hastalığının en tipik belirtisidir zaten bu. İşi çözmeye de buradan başlayacağız. Aniden gelen bir hınçla telefonu yahut müzik çaları eline alıp tüm şarkıları tek seferde silmek hayal dünyasından kaçışınızın en önemli adımı olabilir. Anime izliyorsanız izlemeyi bırakın, fantastik filmleri terk edin ve hayal kurmaya ayrılan zamanlarınızı başka bir aktivite ile doldurun. Film müzik kitap vesaire içinde fantastik kurgular geçen her şey hayal dünyanızın çarkını çeviren motor için birer yakıttır aslında. Yakıtı biten motor nasıl çalışmazsa sürekli sizi hayal dünyası ögesi pompalayan şeyler uzaklaşırsanız gerçekliğe doğru büyük bir adım atmış olacaksınız. Dahası elinizde çok büyük bir zaman fazlası kalmış olacak. Bu zamanı da akıllıca doldurmanız lazım gelecek.




Gerçekliği takip etmek

Zamanınız artacak dedik ya, hayalperest alışkanlıkları terk ettikten sonra yapılacak diğer önemli iş de gerçekliği takip etmek. Nedir bu gerçeklik? İnsanın ta kendisidir. Açıp Yemen ile ilgili bir haber izleyin, açlıktan can çekişen insanlar gerçekliktir. İkinci Dünya savaşı ile ilgili bir belgesel izleyin, köylüleri gözünü kırpmadan öldüren askerlere ve gaz odalarında boğulan insanlara bakın, ki onlar da insandır. Bu kadar kötü olay sizi tekrar gerçeklikten kaçmaya itebilir. O zaman da açıp astronomi araştırın. NASA'nın yolladığı uzay mekiklerinin getirdiği görüntülere, profesyonel fotoğrafçıların çektiği gökyüzü fotoğraflarına bakın, bunlar da gerçekliğin bir parçası. Mercan kayalıklarına dalan dalgıçların resimleri, bayrak sallayan dağcıların fotoğrafları, hepsi gerçeklik. Dünya iyi güzel ve doğru ile kötü çirkin ve yanlışın harmanlandığı yegane evimiz. Her şeyiyle bizim. Hayal dünyanız ise yarısı size ait yarısı maruz kaldığınız şeylerden ilhamla absürt bir hal almış yabancı topraklar aslında. Siz de bu toprakları kendi benliğinize en uygun hale getirmek için durmadan tırpan sallayan bir çiftçisiniz. Ve ben, tanımadığınız elemanın teki, çok uzaklardan size seslenip kafanızı kaldırmanızı haykıran bir dış sesim.

                                                


Nihai Tedavi ???

İlk yazıya gelen yorumlarda bir çoğunuz bu işin tedavisi var mı yok mu varsa neden yok diye sordu. Bu literatürde hastalık olarak geçmediği için işte tedavisi şudur şu doktor şunu önermiştir diyemem. Lakin tedavisi yoktur da diyemem. Allah dermansız dert vermez. Bu işin de bir hal çaresi vardır ki yukarıda yazdıklarım da sizi bir anda iyi etmese de iyileşmeye giden yolda yolcu yapmaya itebilir. Böyle umuyorum.

Doktora gidenlerin bir çoğu terapi tedavisine yahut bipolar ve şizofreni gibi teşhislere maruz kalmış. Bazılarına ilaç yazılmış, beynin aktivitesini kontrol altına almak için. Ben doktor değilim ne teşhis koyabilirim ne reçete yazabilirim ne de iyi edebilirim. Bazılarınız için doktora gitmek gereklidir, gidin. Bazılarınızın ilaç kullanması bile gerekebilir. Doktorunuz reçete yazdıysa ben bir şey diyemem. Terapi ile kendine gelenler de olabilir. Ne ala. Size ne iyi gelecekse onun peşinden koşun.

Terapi kısmı burada en güzel çözüm olabilir bence. Konuşmak, kendinize başka birinin kendiliğinden bakmak çok işe yarayabilir. Çünkü maladaptive daydreaming kendinizi nasıl gördüğünüzü de maniple edebilir. O yüzden terapi iyi gelir bence.





Ben doktor değilim ama eğer konuşmak isterseniz, yardımcı olabileceğim bir şey varsa her türlü yardımı yapmak isterim. Lakin yine belirtiyorum ben doktor değilim. Bana gelin sizi hemen iyileştireyim falan asla diyemem. Hatta sizi iyileştiremem bile. Kendiniz yapacaksınız ne yapılması gerekiyorsa. Ben sadece yol gösterebilirim. O yüzden, eğer konuşmak istediğiniz bir mesele varsa yahut biraz muhabbet etmek isterseniz bana mail atabilirsiniz. erdogdu.exodya@gmail.com Budur mail adresim.


Şimdilik bu yazıyı burada bırakalım zira buraya kadar bile teklemeden okuduğunuzdan şüpheliyim. Diğer yazılar için bağlantılar;
Serinin ilk yazısı, bir efsanenin başlangıcı, Hayallerin Kontrolden Çıkması - Maladaptive Daydreaming

Bu yazının serinin ikinci yazısı için  Hayallerin Ayyukası - Maladaptive Daydreaming 2

Maladaptive Daydreaming tedavi edilebilir bir şey mi?  Gerçekliğe Gerçek Dönüş - Maladaptive Daydreaming 3

Okurlardan gelenleri paylaştığım, tavsiyeler ve soğuk espriler içeren yazı Yeni Düş Çarkları - Maladaptive Daydreaming 4

Olaya bilimsel de yaklaşalım diyen pimpirikliler için Psikanaliz serpiştirmeli sonraki yazı Psikanaliz ve Diğer Şeyler - Maladaptive Daydreaming 5

Dünyanın değil, kainatın dört bir yanından toplanan MD sahipleri grup kurduk bakınız Tarikata Beş Kala - Maladaptive Daydreaming 6

Blog yazılarının uzay boşluğuna gitmediğini, artan farkındalık ve baş etme gücünü anlatan yazı İyiye Giden Şeyler - Maladaptive Daydreaming

Aşırı hayal kurmanın can sıkıcı bir yan etkisini yan anlatan yazı Düşsel Kırılganlık - Maladaptive Daydreaming 8

Benim MD olduğum zamanları ve kurtulma mücadelemi anlatan yazı Galaktik Savaşçılar Diyarı -Maladaptive Daydreaming 9

Yorumlar

  1. Acaba baska teknikler yok mu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teknik demek fazla kaçar. Tavsiye diyelim. Bildiğim her şeyi yazmaya çalıştım, teknik vermekten ziyade okurlara kendi tekniğini oluşturmalarında yardımcı olmaya çalıştım. Umulur ki yardımcı olmuştur. Bu yazıda kendine uygun bir şey bulamadıysan da araştırmaya devam et lütfen. Belki bir başka yazarın tavsiyeleri sana yardımcı olabilir.

      Sil
  2. Eğer sevdiğiniz bi işte çalışıyorsanız günlük yaşantınız kötü veya geleceği belirsiz değilse hiçbi zararı olacağını düşünmüyorum daha az sosyal olursunuz daha yalnız olursunuz ama bu sizin seçiminiz olur insanda sosyalleşmesede yaşayıp ömrünü bitirebilecek bi canlıdır sosyallik zorunlu olamaz hele ki benim gibi yalnızlığına düşkün birisiyseniz Ama yine benim gibi işsiz haftada 82 saatini telefonda geçiren geleceği tamamen karanlık olan ekonomik seviyesi düşük ders çalışmaktan çok ufak yaşta tiksindirilen 13 sene nefret ederek sırf kağıt parçası olan hiçbi işe yaramayan diploma için okumuş zaten çıkışında üniversite mezunluğu olmadığını bilen bi kaç yeteneği olan ama bu yeteneklerinde türkiyede para etmediği bi insansanız bu bozukluk gerçekten bozukluk olabiliyor Bazen geleceğinizi boşverip anın tadını çıkarmaya o kadar çok kaptırıyosunuz ki modunuzun düşük olduğu zamanlar geleceğinizin karanlığı pat diye karşınıza çıkıyor ve kendinizi boşlukta buluyorsunuz intiharın eşiğinde buluyorsunuz kimi zaman ailenizi düşünüyorsunuz belki varsa diye diğer tarafı durduruyosunuz kendinizi ama ileride gidemiyosunuz ne yeni levellere geçip hayatla savaşacak bi gücünüz isteğiniz oluyor nede çekip gidecek cesaretiniz Velhasılkelam bozukluğu yenmeye çalışmaktan daha çok sevdiğiniz işi yapmaya hayatı yenmeye çalışın (BENCE) bu arada 3 yazıyıda okudum gerçekten teşekkür ederim bu konuda bişeyler yazdığınız için

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Adler, dediklerine çok katılıyorum. Özellikle depresyon ve intihar meselesine. Yorumunu birdahaki yazıda referans vererek kullanacağım. teşekkürlerine rica eder, yazıları okuyup güzel bir yorum yaptığın için ben teşekkür ederim.

      Sil
  3. Artık canıma tek dediği bi gecede telefonu alıp biraz karıştırayım dedim herhalde benim gibi insanlar vardır diye. Bakınca çok şükür ileri seviyede değilim geçmişte travmam vs. de olmadı tetikleyecek. İlkokuldan beri yaklaşık 15 senedir yaşıyorum bunu ve yaş ilerledikçe şiddeti de artıyor. Kendimce karar aldım frenlemek adına inşallah başarırım. Yalnız kalmamaya çalışmak faydalı olabilir. Olmayacak işleri kafamda kurup kurup heveslenip durmak beni yordu.
    Ben teşekkür etmek için yazdım aslında. 3 yazınızı da okudum emeğinize sağlık. Allah yardımcımız olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Yardımcı olabildiysem ne güzel. Şöyle bir soru sorayım, bu durumdan kurtulmaya çalışıyor musun?

      Sil
    2. Evet. Kurmaya başlayınca direkt kesiyorum başka bir şeye odaklanmaya çalışıyorum, şimdilik idare ediyorum.

      Sil
    3. Çok güzel inşallah başarırsın.

      Sil
  4. Merhaba,bunu uzun zamandır düsünüyordum bu akşam arama kısmına birkaç kelime yazdım ve bahsettiklerinize birebir uyuyorum. Küçükken hayali arkadaşlarım vardı ve sürekli kapıyı gözleyerek onlarla konusurdum dans ederdim oyun oynardım,sürekli kendi kendime konusurken anneme yakalanırdım bu yüzden de sürekli kapıda olurdu bi gözüm. Bu değişmedi büyüyünce de. Birine mi bisiler hissediyorum,ayna karsısında ona söylemek istediklerimi canlandırırım. Birine mi kızdım,sanki o karsımdaymıs gibi konusur ve o anı canlandırıırm. 24 yasındayım ancak hala kulaklıgı takıp banyoya gecip ayna karsısında birtakım olmasını istedigim anılar yaratıp bunları canlandırıyorum. Mutlu ediyo kısa vadede. Uzun vadede hasta gibi hissediyorsun. Bu bir hastalıksa ne yapmak lazım bilmiyorum ama durumum cok ku vahim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onu bende çok yapıyorum. Başkası gördüğündede şarkı söylüyorum filan diyorum. Pek garipsemiyolar.

      Sil
    2. Durumun vahim olup olmaması hayatınızda ne kadar yer kapladığı ile alakalı. Gündelik yaşamınızı etkilemiyor, sorumluluklarınızdan alıkoymuyorsa bir nebzeye kadar sorun yok. Lakin, diğer insanlarla yaşanması gereken duyguları ve ya anları kendi kendine yaşamak sosyal bağları koparabilir. Fikrimce bu sıkıntıdır ama yok ben kendime yeterim diyorsanız sizin tercihiniz tabii :D. - Emre

      Sil
    3. Afedersiniz,Aylin hanım , şu yazdıklarınızı okurken gözlerim doldu. Bende böyleyim yazdıklarınızla birebir aynıyım.Hayal dünyasında yaşıyorum sanki.Benim kendi gerçek bi hayatım yok gibi.Hayatımda fazla travma yaşadım.Ve çok yalnızım.Etrafımda kimse beni anlamıyor...

      Sil
    4. Biz anlıyoruz, bu blog da bu yüzden var. Ne zaman istersen erdogdu.exodyaq@gmail.com adresine mail atabilirsin.

      Sil
  5. Kendimi bildim bileli (17) yildjr bunu yapiyorum. Çocukken oyundu buyüdükçe farklilaşti aslinda kabulettim bunun bir kaçis oldugunu ama öyle güzel ki orda yasamak her seyin senin yonetiminde olmasi.
    Çocukken beni derinden etkileyecek olaylar yaşadim bunlari da biliyorum yüzleşiyorum ama yapamiyorum en fazla 5/6gun sonra yine ayni yerdeyim .üniversiteye hazirlanmaya çalisyorum ama ne mümkün saatlerim gidiyor. Daha önce çok arştirdim hatta bir ara kişilik bölünmesi yaşadiğimi falan düşündüm okulda rehber öğretmenin yanina gittim ama anladim ki farkli bir sey var bende .
    Bu yaziyi görunce biraz daha iyi hissettim kendimi en azindan yalniz değilim. İ sanlarla iletişimim çok zayif normal hayatta bir de bu eklenince daha da uzaklaşiyorum hayattan
    hayatim akiyor ve ben sadece izliyorum bambaşka bir yerde bambaşka biriyim.
    Yine de teşekürler yarin tekrar söz veriyorum kendime daha az yapicam.
    Eğer bunu azaltmis ve bundan kurtulmus biri tavsiye verirse çok sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MMerhaba 👋. Serinib diğer yazılarına göz at. Kurtulan ve azaltan insanlardan alıntılar var.

      Sil

Yorum Gönder

Mesajınız için Teşekkürler! Daha hızlı cevap almak için mail atabilirsiniz!