Zayıf Adam

Bu diyarda benim adım Belki, Zayıf adam. 
Astarı yüzünden fazla gelen,
Kendi tadına aşık yamyam. 

İnce, masum sorularla aklımı oyalayabildiğim kadar oyalarım. Sonra geçer benim de sıram. Mabedim belli, ben bu yola tekrar çıkarım arkadaş. Ateşini söndürmedim örsün, ellerimi üstüme sürdüm ve kalktım geldim, anlıyor musun? İçimde bir öfke biriktirdim, acısı ruhuma zarar. Lekeleniyor aklımın üstüne çektiğin zar.

Bak bu kelimeleri dövdüm ve rendeledim, ellerim soyulup kalem olana kadar. Parçalanmaya geldim ben. Biliyorum ateş çukuruna istikameti. Bilerek düşüyorum ben buraya, insan başka nasıl aşar ki varlığıyla yaşadığı husumeti.

Divane doğduğum bedeninin yazgısı. Yıkılıyorlar her ela gözlü güzelin nazarında. Yazgımın yolundayım tekrar. Yeni bir ışık, yeni bir aşık bekler köpüklü nehrin havzasında.

Aklım kürdan iskeletler üstünde. Dibe batmış taştan bir kalbin büstünde. Ayağa kalksam su bileklerimde kalır. Bu sığlıkta boğuluyorum mu sandın güzel yüzlüm? Nehirler okyanusa ancak çakıl taşır.

Zambak mevsimi ufukta. Islık çalan keskin çakım yara açmak için bekliyor. Çünkü bu diyara benim kanım renk verir. 

Rüzgar şimdi saçlarımda.


Yorumlar